6284 Sayılı Kanun’a göre verilen Önleyici Koruma Kararlarına Nasıl İtiraz Edilir?
6284 Sayılı Kanunun amacı nedir?
6284 sayılı Kanun adından da anlaşılacağı üzere ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi amacıyla yapılmış olan bir kanuni düzenlemedir. Söz konusu kanuni düzenleme özellikle kadınların uğrayacağı şiddet eylemlerinin önlenmesi için büyük önem taşımaktadır. Şiddet eylemleri gibi anında müdahalede bulunulması gereken konularda süratle karar alınmasına yönelik faydalı bir sistem benimsemiştir.
6284 sayılı kanun sebebiyle verilen kararlar hatalı olabilir mi?
Söz konusu kararlar süratli müdahale gerektiren şiddetin önlenmesine yönelik kararlar olduğu için dosya üzerinden ve süratle verildiğinden hukuka aykırı ve haksız kararlar ile de karşılaşmak mümkündür. Tüm insanlar gibi yargılama görevi yapan hakimlerin de hata yapma olasılığı bulunmakta olup hukuk sistemimiz bu hataların ve hukuka aykırı kararların telafisi için söz konusu kararlara itiraz yolunu düzenlemiştir. Dolayısıyla şiddet mağduru olan yahut olma ihtimali bulunan kadınları koruma amacı güden bir kanunun kaldırılmasını istemekten ise bu kanun dolayısıyla hakkınızda hukuka aykırı ve hatalı bir karar alındığı kanaatindeyseniz yasal hakkınız olan itiraz hakkınızı bir avukat vasıtası ile kullanarak söz konusu hatalı kararın kaldırılmasını sağlayabilirsiniz.
6284 sayılı kanun ile verilen karara karşı avukat ile itiraz etmem zorunlu mu?
Nasıl ki hasta olan kimse doktora gidip gitmemekte hastalığının kendiliğinden geçmesini beklemekte serbest ise hukuki bir uyuşmazlık yaşayan kimse de aynı şekilde uyuşmazlığın kendiliğinden çözülmesini bekleyebilir fakat bu uyuşmazlığı ortadan kaldırmayacaktır. Hastalıkların teşhis ve tedavisini doktorlar hukuki uyuşmazlıkların tespit ve çözümünü ise ancak hukukçular sağlayabilirler. Bu sebeple avukat ile temsil hukuki bir zorunluluk eğildir fakat uyuşmazlığın çözülebilmesi, usul hukuku, itiraz süreleri ve başvuru makamlarında hatayı düşüp para, zaman ve hak kaybına uğramamk için 6284 sayılı kanun ile verilen kararlara karşı bir avukat vasıtası ile itiraz etmek gerekmektedir.
6284 sayılı kanun ile verilen tedbir kararına karşı yapılan itiraz ile kararı kaldırtabilir miyim yahut değiştirtebilir miyim ?
6284 sayılı kanunda 8. madde ile söz konusu tedbir kararları verilirken delil aranmamasına dair bir istisna düzenlenmiştir. Fakat Anayasa Mahkemesi istikrarlı kararlarında bu delil aranmamasına dair istisnanın kanunun 5. maddesinde düzenlenmiş olan önleyici tedbir kararları için geçerli olmadığını diğer maddelerde düzenlenen koruyucu tedbir kararları için geçerli olduğunu belirtmiştir. 5. Madde ile düzenlenen önleyici tedbir kararlı ise uygulamada en çok verilen kararlar olan, “şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması, müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi, korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması, çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması, gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması, korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi, korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi, bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi, silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi, korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması, bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması” şeklindeki tebdirlerdir. Anayasa mahkemesi 5. madde ile düzenlenen önleyici tedbir kararlarının verilebilmesi için en azından şiddet eyleminin varlığını veyahut şiddet eylemi ihtimalinin varlığını gösterir belirti yahut emareler olması gerektiğini bu tip somut belirti ve emareler olmaksızın soyut iddialar sonucu verilen tedbir kararlarının hukuka aykırı olacağını ve hakkında tedbir kararı verilen kişileri açısından hak ihlali doğuracağını hüküm altına almıştır. Anayasa Mahkemesi 6.1.2016 tarihli ve 2013/3758 Başvuru Numaralı SÖYLEMEZOĞLU Kararında bu hususu vurgulayarak soyut iddilara dayalı ve gerekçe içermeyen tedbir kararlarının hukuka aykırı olacağının altını çizmiştir. Dolayısıyla hakkınızda verilen tedbir kararı; şiddet uyguladığınıza veya uygulama tehlikenizin bulunduğuna dair delil yok iken verilmiş ise, soyut iddialara dayalı herhangi bir gerekçe içermeyen bir karar ise bu karara karşı yapılacak süresinde ve usulüne uygun bir itiraz ile kararı tamamen kaldırmanız yahut değiştirmeniz mümkün olacaktır.
6284 sayılı kanun ile verilen tedir kararına karşı nereye itiraz edilir?
Tedbir kararları aile mahkemesi tarafından verilir. Tedbir kararına karşı 6284 sayılı kanun m.9/2 ve yönetmelik m.34/2 uyarınca kararı veren mahkemeye itiraz dilekçesi verilmekle birlikte, itirazı incelemeye yetkili merci; numara olarak kararı veren mahkemenin numarasını izleyen numaradaki mahkemedir.
6284 sayılı kanun ile verilen tedbir kararına karşı itirazlar hangi sürede sonuçlandırılır?
Tedbir kararına karşı yapılan itirazlar hakkında 1 hafta içerisinde karar verilmesi gerektiği kanunda düzenlenmiştir. Fakat bu süre mahkemenin iş yoğunluğunluğuna göre uzayabilmektedir. İtiraz üzerine mahkemenin vereceği karar kesin olmakla birlikte bu karara karşı sebepleri bulunması halinde Anayasa Mahkemesine başvuru yapılabilir.
6284 sayılı kanun ile hakkımda tedbir kararı verildiğ için çocuğumla görüşemiyorum ne yapmalıyım?
Uygulamada tedbir kararları verilirken temel amaç süratle şiddetin veya şiddet tehlikesinin önlenmesi olduğu için çoğunlukla hakkında tedbir kararı verilen baba ile tedbir kararı alan annenin yanında olan müşterek çocukların tedbir süresince görüşebilmesine ilişkin karar verilmemekte bu husus mahkemeler tarafından atlanmaktadır. Halbuki 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu eşinden boşanmış ve velayet hakkı olmayan ana ve babaların dahi çocukları ile kişisel ilişki kurabilmelerinie ve görüşebilmelerine hakları olduğuna dair düzenlemeler içermektedir. TMK m. 182; boşanma ve ayrılık halinde dahi hakimin velayet sahibi olmayan eşle çocuk arasında kişisel ilişkiyi düzenlemesi gerektiğini emredici hüküm olarak belirlemiştir. Kanunkoyucu çocukla velayet sajhibi olmayan ana-babanın kişisel ilişkisinin düzenlenmesini yani görüşmelerinin sağlanmasını aile mahkemesi hakimine bir görev olarak yüklemiştir. Dolayısıyla koruma tedbiri kararı verilmesi halinde dahi aile mahkemesi hakimlerinin bu konuda bir karar vermeleri gerekmektedir. Yine TMK m. 323 hükmü de velayet hakkı sahibi olmayan ana-babaya çocuğu ile kişisel ilişki kurulmasını, görüşmesinin sağlanmasını hakimden isteme hakkını tanımıştır. Dolayısıyla hakkınızda tedbir kararı verilmesi sebebiyle çocuk ile görüşememeniz halinde tedbir kararına sürsinde itiraz yolu ile yahut ayrıca aile mahkemesinde talepte bulunarak çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını talep etmeniz gerekmektedir. Böylece çocuk ile hangi günler ve hangi süre ile kişisel ilişki kurulacağına dair mahkemece bir karar verilecek ve tedbirin bu yönüyle yarattığı mağduriyet ortadan kalkacaktır.
Tedbir kararına itiraz sonucu çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına karar verildi fakat eşim çocuğumu benimle görüştürmüyor napmalıyım?
Öncelikle ortada bir mahkeme kararı bulunduğu için çocuk teslimine ilişkin hükümler devreye girecek olup mahkeme kararının yerine getirilmesini bu hususta görevlendirilmiş memurlar ve avukatınız vasıtası ile talep edebilirsiniz. Bunun yanı sıra velayet geçici yahut kalıcı olarak diğer eşte olsa bile TMK m. 324/3 hükmüne göre mahkeme kararına rağmen çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını engelleyen eşten velayetin alınabilecektir. Özellikle kkoruma kararının haksız şekilde aldırıldığı hallerde bu haksız koruma kararı ile diğer eşin çocukla kişisel ilişki kurma hakkının engellendiği hallerde TMK m. 324 ün devreye girip velayetin değiştirilebilmesi gündeme gelebilecektir.
UYARI!
Tüm bu bilgiler vatandaşların hukuki bilgilendirilme hakları kapsamında hazırlanmış olup haklarınızı vakit, para ve hak kaybına uğramadan kullanabilmek için bir avukattan hukuki hizmet almak yolu ile kullanınız.
Saygılarımla.
Av. Ulaş Baran KUŞ, LL.M.